27 April, 2022 at 1 30 PM-28 April, 2022 at 2 30 PM
Beykent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji (İngilizce) Bölümü 27-28 Nisan 2022
SEMPOZYUM PROGRAM AKIŞI İÇİN TIKLAYINIZ.
SEMPOZYUMA KATILMAK İÇİN TIKLAYINIZ.
İstanbul; tarihi katmanları, doğası, coğrafi yerleşimi, küresel konumu ve barındırdığı yaşam imkânlarıyla eşi benzeri olmayan bir kent. Ancak nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan sınırı kadar sürdürülebilirliğini çoktan aşmış endüstriyel hacmi ve yirmi milyona yaklaşan nüfusuyla pek çokları için gün geçtikçe yaşanılır olmaktan uzaklaşıyor. Bugün gezegensel kentleşmenin öne çıkan örneklerinden biri olarak İstanbul; içinden gelip geçen göç akışlarıyla, farklı kimliklerin durağı olmasıyla, sanata esinledikleriyle, iklimiyle, küresel ölçekte yaşanan Covid-19 salgınının etkileriyle, hayvanları, bitkileri, caddeleri, binaları, semtleri, denizi, adaları, parkları ve insanlarıyla üzerine ne kadar konuşulsa ve tartışılsa konu başlıkları tükenmeyecek bir toplumsal mekândır.
İstanbul’un tüm bu özelliklerine, artık risk olmaktan çıkmış, sadece zamanı belli olmayan bir deprem gerçeği de eklendiğinde, bu kent sosyal bilimcilerin defaten ziyaret ettikleri, üzerine mercek tuttukları çok katlı, karmaşık, çok boyutlu bir temaya dönüşüyor. İstanbul’un çeşitli katmanlarını tartışmak aynı zamanda da sürekli dönüşen bir ilişkiler ağının ve yapısal özelliklerin belli zamansal ve mekansal çerçevelere odaklanarak haritasını çıkarmak ve anlık olanın tarihini kısmen kaydedebilmek anlamına geliyor.
“Sosyolojinin Gözünden İstanbul Uluslararası Sempozyumunda” İstanbul üzerine geniş tartışmaların bir ucundan tutmayı ve İstanbul’un en can alıcı konularını sosyal bilimler perspektifinden ele almayı planlıyoruz. İstanbul’un çevre, deprem ve sağlık gibi yaşama ilişkin sorunlarının bölge ve şehir planlama, fen, mühendislik ve tıp bilimleri kadar disiplinlerarası temasların güçlendirdiği sosyal bilimlerce de tartışılması gerektiği düşüncemizden hareketle, “İstanbul ve…” ile başlayan aşağıdaki başlıkların, sempozyum çağrımızla ilgili fikir verebileceğini düşünüyoruz.
İstanbul ve…
Ekoloji
İstanbul uzunca bir zamandır sürdürülebilirlik sınırlarını aşan, Antroposen çağın etkilerinin en yoğun görüldüğü kentlerden biri durumunda. Kentin yapısı itibariyle doğadan kopmasına dair yaklaşımlara ek olarak, son dönemde gerçekleşen hızlı dönüşümler literatürde “doğanın kentleşmesi” kavramını ortaya çıkardı. Bu açıdan İstanbul, yeşil alanlarının sadece yitimiyle değil aynı zamanda eskiden doğayla ilişkilendirilen mekan ve canlıların artık kente özgü bir şekilde yaşamaya başlamasıyla da konuşuluyor. Sanayi atıkları, hanelerde üretilen günlük çöp, deniz kirliliği, hava kirliliği, aşırı betonlaşma ve kenti paylaştığımız diğer canlılar sempozyumun bu alt başlığının konuları arasında sıralanabilir.
Göç Akışları
Nüfusu göç dalgalarıyla biçimlenen İstanbul bugün TUİK verisine göre 16 milyona yaklaşan bir nüfusu barındırıyor. Uluslararası göçmenler ve hareketli nüfus göz önünde bulundurulduğunda tahminler bundan da ötesini gösteriyor. Her ne kadar Covid-19 sonrasında İstanbul’dan ayrılanları, kıra doğru hareket edenleri görmeye başlasak da bunun İstanbul nüfusunu dönüştürecek bir hareket olmaktan çok uzakta kaldığını söyleyebiliriz. Bu bakımdan İstanbul’dan geçen göç akışı ve göçün oluşturduğu nüfus hareketleri sempozyumun önemli tartışma başlıklarından birisi olmaya adaydır.
Sağlık/Pandemi
Covid-19 salgınıyla birlikte gündelik hayatta en çok duyduğumuz sosyal mesafe uygulaması ve salgın nedeniyle alınan önlemler, kentsel mekânı kullanışımızı dönüştürdü. Toplu taşıma araçları, parklar, kafeler, pazarlar/yerel pazarlar, marketler, kuaför/kasap/eczane gibi esnaf dükkânlarında mekânsal anlamda yeniden düzenlemelere gidildi. Tarihin öğrettiklerinden salgınların kentlerin düzenlenişini ve kentsel yaşamı değiştirdiğini biliyoruz. Bu bağlamda Coivd-19 salgınıyla beraber İstanbul’da yaşanan değişim ve dönüşümler de bu sempozyumun konu başlıkları arasında yer almaktadır.
Sanata Esinledikleri
İstanbul müziğe, heykele, resime, tiyatroya, sinemaya, şiire defalarca konu oldu, oluyor. Kendi sanatını yaratıyor ve bienale, festivallere, sergilere, sanatçılara ev sahipliği ediyor. Sanatta yeniden yeniden temsile kavuşuyor, yorumlanıyor ve yaşıyor. Kimi zaman duygular esinliyor, kimi zaman ana aktör oluyor, kimi zaman da fondan akıp geçiyor. Bu sempozyum, İstanbul’u konu alan, İstanbul’da geçen, içinden İstanbul geçen sanat eserlerine dair sosyal bilim incelemelerine, araştırmalarına bir başlık ayırmaktadır.
Deprem
Türkiye’nin en önemli gerçeklerinden birisi depremlerdir. İstanbul da tarihinde büyük depremler yaşamış kentlerden biri ve bugün yakın gelecekteki bir deprem için “risk” ifadesini kullanmak gerçeği göz ardı etmekle eşdeğer. Deprem gerek hazırlık gerekse de sonrasında yapılacaklar anlamında birçok disiplini kapsayan bir gerçek iken genelde jeoloji ve inşaat mühendisleri tarafından tartışılıyor. Konunun sosyal bilimler perspektifinden de ele ele alınması kaçınılmaz öneme sahiptir.
Kent Güvenliği ve Suç
İstanbul, büyük nüfusuyla, kozmopolit yapısıyla, ticari merkeziyetiyle ve uluslararası rotaların kesişiminde yer almasıyla suç, şiddet ve güvenlik açılarından da ele alınması gereken bir yerleşim alanıdır. Kendini güvende hissetme halinin belirleyicisi olan “suç korkusu” ve bunun toplumsal gruplara göre farklılığı ve ayrıca bu farkların İstanbul’a özgü kültürel, yasal ve mekânsal nedenleri önemli bir araştırma alanı olarak durmaktadır. Sempozyum, İstanbul’da suç örüntüsü ve niteliklerinin gündelik yaşama etkisini anlamaya çalışan sosyal bilim çalışmalarına da yer vermek istemektedir.
Kurumsal Ağları
Hem eski imparatorluk başkenti olması hem de Cumhuriyet döneminde ekonomik, sınai, hukuksal ve sanatsal altyapıda önemli bir merkez olması “İstanbul’un kurumsal tarihini” ayrı bir araştırma konusu haline getiriyor. Kurumların çizdiği grift ilişkiler ağı kenti diğer kentlerden ayırırken, kentliler açısından da erişim, istihdam, hukuksal görünürlük adına tarihsel ve güncel olarak farklı etkileşimleri ortaya çıkarmaktadır. Öte yandan, İstanbul’un ölüm, doğum, sağlık, göç, konut, eğitim, fauna ve florası gibi alanlardaki veri tabanının eksikliği kentin daha iyi anlaşılmasında önemli bir sorun alanı olarak durmaktadır. Bu başlıkta İstanbul’un işleyen/aksayan kurumlarını ve hafızasını tartışmayı planlıyoruz.
Kentin Hayaleti
Eski İstanbul anlatıları, İstanbul’a dair canlı gündemle birlikte bir İstanbul imgesi oluşturmaya devam ediyor. Bu hem kentsel katmanları birbirinden ayrıştıran ve kent kullanımı için tektip bir kentli belirleyen hem de dönüşüme karşı “idealize edilmiş eski” imgesi yaratan bir söylem. Kentin eski imgelerini tartışmak, dönüşüm çerçevesinden bir karşılaştırma zemini sağlaması bakımından kıymetlidir. Sempozyumun konu başlıklarından bir diğeri de “Eski İstanbul”dur.
Sempozyumda ayrıca uluslararası katılımlı İstanbul özelinde öncelikli ve güncel kent konularının sosyal bilim perspektifi ile ele alınacağı “Özel Oturum” da yer almaktadır. İngilizce olarak planlanan bu oturumda kent çalışmaları ve/veya İstanbul üzerine çalışmış olan uluslararası bilim insanlarının katılımı ile İstanbul tartışılacaktır.
Bilim Kurulunda Türkiye’den çeşitli bilimsel disiplinlerden ve ayrıca farklı ülkelerden akademisyenlerin bulunduğu Sempozyum, bu niteliği ile Üniversitelerarası Kurul Başkanlığının “Uluslararası Bilimsel Toplantı” kriterlerini (Farklı ülkelerden bilim insanlarının bilim kurulunda bulunduğu ve sunumların bilimsel ön incelemeden geçirilerek kabul edildiği toplantı) karşılamaktadır.
Sempozyumda kabul edilen ve sunulan bildirilerin özetleri bildiri özet kitapçığında yayımlanacaktır. Sempozyumdan seçilen bildirilerin bir kitap olarak basılması da ayrıca değerlendirilmektedir. Bildiri özetleri, çağrı metni ekinde yer alan Başvuru Formu ile 25 Mart 2022 tarihine kadar kongre sekretaryasına gönderilmelidir. Katılımcıların bildirilerini 20 dakikayı geçmeyecek süre ile sözlü olarak sunmaları beklenmektedir. Sempozyumun dili Türkçe, özel oturumun dili ise İngilizcedir. Sempozyumun çevrim içi olarak Zoom Meetings üzerinden ve/veya hibrit olarak yapılması planlanmaktadır.
Sosyolojinin Gözünden İstanbul Sempozyumu sosyal bilimciler için heyecan verici ve verimli bir buluşma olmasını diliyoruz.
SEMPOZYUM İÇİN ÖNEMLİ NOTLAR